Translation Shame in Nebe 33 Nebe 33 Ayet Tercüme Ayıbı

English Türkçe

Many translations of the chapter Naba verse 33, mention mentions the breasts of young girls and describes them as protruding or describes young maidens or companions of equal age. This leads to the conclusion that Allah is portraying an erotic image or that he is sexist and describes the heaven from a male point of view. Let's look at the chapter from verse 31 to 36 to capture the context as well. 78 Naba 31-36 اِنَّ لِلْمُتَّق۪ينَ مَفَازاًۙ31 حَدَٓائِقَ وَاَعْنَاباًۙ32 وَكَوَاعِبَ اَتْرَاباًۙ33 وَكَأْساً دِهَاقاًۜ34 لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْواً وَلَا كِذَّاباًۚ35 جَزَٓاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَٓاءً حِسَاباًۙ36 The word كَوَاعِبَ kawaib in verse 33 comes from the root word كعب and means bone, joint, protrusion, bulb, bud, cube The other name of The Holy Mosque kaba comes from this root. Dice used in backgammon comes from the same root. Foot heels كَعْبَيْنِ (foot heels) as they are protruding bones comes from this root and used in the verse below: 5 Maide 6 وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِۜ Wipe your heads with water and your feet upto your heels. In short the word كَوَاعِبَ kevaib used in verse 33, is talking about grapes as they are protruding bulbs themselves. As for the second word used in the verse اَتْرَاب atrab, it comes from the root word ترب and it means like, equal, unto them, resembling, an equal in age or a match. If we translate the verses from 31 to 36 considering all these and the context of the verses in question are talking about the blessing of heaven: 78 Naba 31-36 31. Indeed, for the righteous there is attainment. 32. Gardens and grapevines, 33. berries equal onto each other, 34. and a cup full. 35. shall they hear no vanity therein, nor lie. 36. Requital from thy Lord a gift in payment. Thus we see that Allah did not portray an erotic picture nor was he being sexist to the contrary he was just describing gardens, vineyards and grapes. Allah knows best.

Nebe Suresi tercümelerinin hemen hemen hepsi surenin 33. ayetini genç kızların göğüslerinden bahsederek tomurcuk, turunç, sertleşmiş, dolgun gibi tanımlamalar kullanıyorlar. Bazı tercümelerde ise genç kızlar, kızlık çağında yaşıt eşler gibi tabirler kullanılıyor. Böyle tercüme edilen ayet, Allah sanki erotik bir tablo çiziyor ve cennet de erkeklere mahsus bir yermiş gibi algılanıp Allah'ı da cinsiyetçi konumuna düşürüyor. Konu bütünlüğü açısından surenin Arapçasını 31. ayetten, 36. ayete kadar alarak bakalım. 78 Nebe 31-36 اِنَّ لِلْمُتَّق۪ينَ مَفَازاًۙ31 حَدَٓائِقَ وَاَعْنَاباًۙ32 وَكَوَاعِبَ اَتْرَاباًۙ33 وَكَأْساً دِهَاقاًۜ34 لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْواً وَلَا كِذَّاباًۚ35 جَزَٓاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَٓاءً حِسَاباًۙ36 33. Ayette geçen كَوَاعِبَ kevaib kelimesi كعب kökünden gelir. kemik eklemi, çıkıntı, tümsek, tomurcuk, küp şekli anlamlarına gelir. Mekkedeki Mescidi Haramın adı olan kabe de bu köktendir. Arapçada kullanılan tavla zarı da bu köktendir. Ayak topukları da كَعْبَيْنِ (ayak topukları) çıkıntı şeklinde ve kemik oldukları için bu kökten gelir. Örneğin aşağıdaki ayette abdest tarif edilirken kullanııyor: 5 Maide 6 وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِۜ başlarınızı mesh edin ve topuklara kadar ayaklarınızı da. Kısacası 33. Ayette geçen كَوَاعِبَ kevaib kelimesi üzüm taneleri de çıkıntı, tümsek, tomurcuk şeklinde olduğu için o taneleri anlatır. Ayette geçen ikinci kelime اَتْرَاب etrab ise ترب kökünden gelir ve denk, yaşıt, eşit, uygun anlamlarına gelir. Bunları ve bu ayetlerde cennet nimetlerini anlattığını da göz önünde bulundurarak 31. ayetten 36. ayetle kadar tercüme edersek: 78 Nebe 31-36 31. Sakınanlar için bir kurtuluş ve bir zafer vardır. 32. Bağlar, üzümler, 33. birbirine denk taneler, 34. ve dolu kadehler. 35. Orada ne boş bir söz duyarlar ne de bir yalan. 36. Rabbinden karşılık olarak verilmiş bir ödül. Böylece görüyoruz ki Allah erotik bir tablo çizmemiş, cinsiyetçilik yapmamış sadece bağları, üzümleri ve içekekleri tarif etmiş. Tercüme edenlerin buradaki bu ayıbı telafi etmeleri ümidiyle.... En doğrusunu Allah bilir.